27 Şubat 2012 Pazartesi

TÜRKAN RADO


Türkan Rado (d. 30 Ekim 1915, İstanbul - ö. 3 Mart 2007, İstanbul) Türkiye'nin ilk Kadın Hukuk Profesörü ve dünyadaki ilk kadın Roma Hukuku Profesörüdür. İstanbul Üniversitesi Roma Hukuku Kürsüsünde 46 yıl eğitim vermiştir.

Babası Darülfünun Hukuk Fakültesi Ceza Usul Hukuku ve Tatbikatı Müderrislerinden Avukat Cevdet Ferit Basman, Annesi Ayşe Nikfal Basman'dır.

İlk, orta ve lise tahsilini Fransız Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nde yaparak Haziran 1933'de pekiyi derece ile mezun olmuş, aynı yaz Fransız bakalorya ve Galatasaray Lisesi'nde de Türk bakalorya imtihanlarını vererek 1933 Ekiminde o yaz Atatürk'ün Üniversite Reformu ile yenilenen İstanbul Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’ne kaydolmuştur.

Öğrenciliği sırasında çalışkanlığı, iyi Fransızca ve ayrıca Latince de bilmesi o yıllarda Fakülteye gelmiş olan Alman profesörlerin dikkatini çekmiş ve hatta bazen dersin tercümesi için kürsüye bile çağırdıkları olmuştur. Haziran 1936'da Hukuk Fakültesinden Pekiyi derece ve birincilikle mezun olan Türkan Rado (ki o zaman Basman soyadını taşıyordu) aynı yılın Ekim ayında, Roma Hukuku dersini o sırada münavebe ile okutan Prof. R. Honig ve Prof. A. B. Schwarz'ın tavsiyeleri üzerine Fakülte Dekanı Prof. Sıddık Sami Onar tarafından Hukuk Fakültesinin ilk kadın asistanı olarak atanmıştır. Prof. R. Honig'in 1939'da Turkiye'den ayrılmasıyla Roma Hukuku kürsüsünde Prof. A. B. Schwarz'la önce asistan, sonra da doçent, profesör ve kürsü başkanı olarak, kendi istegi ile emekliye ayrıldıgı 1982 Ekimine kadar, tam 46 yıl binlerce hukukçu yetiştirmiştir.

Asistan olur olmaz doktora çalışmalarına ve Almanca öğrenmeye başlayan Türkan Rado 1938'de doktora sözlü sınavlarını Pekiyi derece ile başararak "Senatus consultum Vellaeanum ve Romada kadınların borç iltizamları" konulu tezi ile Hukuk Doktoru olmuştur. Hazırlanmasına bir kaç yıldan beri devam ettiği "Senatus consultum Macedonianum ve aile evlatlarının para borçları" konulu tezi ile de doçentlik sınavlarını başararak 5 Haziran 1944'de Roma Hukuku doçentliğine tayin edilmiştir. O tarihten itibaren Prof. Schwarz'ın derslerinin tercümesini bırakarak, müstakilen ders vermeğe başlamış aynı zamanda profesörlük çalışmalarının hazırlığına ve İtalyanca öğrenmeğe de girişmiş, 1950'de de Fakültesi tarafından İtalya'ya gönderilmiş, Roma Üniversitesinin Roma Hukuku ve Akdeniz Hukukları Enstitüsünde bu çalışmalarına devam etmiştir. 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin ilk kadın profesörü olmuştur.

Gazeteci ve yazar Şevket Rado ile 1943'de evlenen Türkan Rado, Eşini 1988 yılında kaybetmiştir. Bir oğlu (Mehmet Rado) ve bir torunu (Ömer Kerim Rado) vardır. Türkan Rado, ayrıca, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ilk Türk yazar olan Orhan Pamuk'un da teyzesidir.

Prof. Dr. Türkan Rado’nun hepsi hukukla ilgili çok sayıda yayını basılmış olup, “Roma Hukuku Dersleri, Borçlar Hukuku” isimli kitabı halen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders kitabı olarak okutulmaktadır.

Prof. Dr. Türkan Rado 3 Mart 2007 günü İstanbul'da 92 yaşında vefat etmiştir

Kaynak: hukukihaber.com

22 Şubat 2012 Çarşamba

Meslek Garantili Bölüm: Hukuk Fakültesi ve İşte Sonuç !

TÜM BAROLARDAKİ AVUKAT SAYILARI (31 Aralık 2011 itibariyle)

BARO ADIERKEKKADINTOPLAM
ADANA BAROSU1.0766021.678
ADIYAMAN BAROSU16036196
AFYONKARAHİSAR BAROSU23378311
AĞRI BAROSU651681
AMASYA BAROSU11333146
ANKARA BAROSU6.1994.42310.622
ANTALYA BAROSU1.6149852.599
ARTVİN BAROSU432972
AYDIN BAROSU526306832
BALIKESİR BAROSU527250777
BİLECİK BAROSU492372
BİNGÖL BAROSU581876
BİTLİS BAROSU371047
BOLU BAROSU8745132
BURDUR BAROSU10444148
BURSA BAROSU1.3066641.970
ÇANAKKALE BAROSU20298300
ÇANKIRI BAROSU412465
ÇORUM BAROSU19975274
DENİZLİ BAROSU548234782
DİYARBAKIR BAROSU534184718
EDİRNE BAROSU19173264
ELAZIĞ BAROSU24454298
ERZİNCAN BAROSU583391
ERZURUM BAROSU21764281
ESKİŞEHİR BAROSU408250658
GAZİANTEP BAROSU730218948
GİRESUN BAROSU14167208
GÜMÜŞHANE BAROSU32941
HAKKARİ BAROSU57461
HATAY BAROSU565202767
ISPARTA BAROSU17774251
MERSİN BAROSU8924311.323
İSTANBUL BAROSU16.30911.95828.267
İZMİR BAROSU3.4612.6196.080
KARS BAROSU8329112
KASTAMONU BAROSU10846154
KAYSERİ BAROSU651274925
KIRKLARELİ BAROSU11963182
KIRŞEHİR BAROSU8722109
KOCAELİ BAROSU572352924
KONYA BAROSU1.1034691.572
KÜTAHYA BAROSU18281263
MALATYA BAROSU30990399
MANİSA BAROSU498188686
K.MARAŞ BAROSU31077387
MARDİN BAROSU14241183
MUĞLA BAROSU526411937
MUŞ BAROSU431356
NEVŞEHİR BAROSU12638164
NİĞDE BAROSU8232114
ORDU BAROSU17972251
RİZE BAROSU652287
SAKARYA BAROSU265121386
SAMSUN BAROSU526194720
SİİRT BAROSU36541
SİNOP BAROSU492574
SİVAS BAROSU218100318
TEKİRDAĞ BAROSU331162493
TOKAT BAROSU19085275
TRABZON BAROSU227138365
TUNCELİ BAROSU251237
ŞANLIURFA BAROSU37965444
UŞAK BAROSU17056226
VAN BAROSU20340243
YOZGAT BAROSU11729146
ZONGULDAK BAROSU259147406
AKSARAY BAROSU13645181
KARAMAN BAROSU7436110
KIRIKKALE BAROSU10537142
BATMAN BAROSU15734191
ŞIRNAK BAROSU741084
BARTIN BAROSU422466
IĞDIR BAROSU441660
YALOVA BAROSU8042122
KARABÜK BAROSU6643109
OSMANİYE BAROSU12954183
DÜZCE BAROSU8742129
TOPLAM46.37728.11574.492





Bknz: http://www.hukukihaber.net/mesleki-hukuk/avukat-sayisi-74-bini-asti-h21261.html

7 Şubat 2012 Salı

Yargıdan çıktım yola...

Güncel Hukuk Dergisi şubat sayısında " yargı" konusunu ele almış bulunmaktadır.Hepinize okumanızı tavsiye ederim.Henüz bende yeni alabildim, bugün okuyacağım :)
 Yargı bağımsızlığının tartışmaya konu olduğu bu günlerde çok anlamlı bir kapak konusu olmuş kanısındayım. Yargının kararlarına saygı duyulmalıdır ki asıl olan da budur. Ancak yargı,  son zamanlarda o kadar ilginç kararlar veriyor ki şaşıp kalmamak elde değil. Örnek versem bir dert vermesem ayrı bir dert...Ama bahsi geçen dergiyi okuyanlar bol bol örneklerini okuyacaklardır. (Düşüncemi açıklamaktan korkar hale geldim bağışlayın ! )
Okuyun, araştırın, gerçeği öğrenmek için çaba sarf edin. Her habere körü körüne inanmayın zira o haber gerçeği yansıtmayabilir. Bir hukukçu her türlü bilgiye şüphe ile yaklaşmalı, şüphe duymalıdır. Doğru bilgiye bile ilk başta şüphe duyulmalıdır. Tüm bunlar gerçeğe ulaşmanın yol göstericileridir. Hele ki hukuk öğrencisi iseniz daha çok araştırıp okumak gerektiğini bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Unutmayınız ki "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamazsınız" Uğur Mumcu'nun sözüdür. Doğrudur da...Bizlere çok vazife düşüyor. Üzülerek belirtmeliyim ki okumayan, eleştirmeyen, düşünmeyen, e bunlar olunca haliyle bilmeyen bir nesil yetişiyor.Mesela hukuk öğrencisi che guevara'yı bilmiyor. Yadırgamıyorum asla ama üzülüyorum. Çoğu gençlerin hepsi facebook'ta, msn'de, twitter'de, vs.
Zaman çok değerli bizler için. Öğrenecek çok şey var... Nesil tartışması bugünlerde tartışılan bir mevzu...Dindar gençlik yetiştirme arzusu...Tartışacak ne pek çok konu varmış. Gün gelir tartışırız elbet...Saygı ve Dostlukla...

Sinem Saçkan

5 Şubat 2012 Pazar

İstanbul Üniversitesi Yeni Anayasa Çalıştayı


Daha önce iki darbe anayasanın hazırlandığı yer olarak hafızalara kazınan İstanbul Üniversitesi, 30 yıl sonra çok farklı bir platforma ev sahipliği yaptı. Dün üniversitenin ana kampüsünde düzenlenen çalıştaya 80'i aşkın akademisyen katıldı. Yeni anayasayla ilgili taleplerin masaya yatırıldığı çalıştayda, özgürlük ve gerçek demokrasi vurgusu ön plana çıktı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, vatandaşlara, "Bugüne kadar hep anayasalar hazırlanıp önümüze konuldu. Ama şu an kendi anayasamızı yapma imkanına sahibiz. Bu fırsatı kaçırmayalım." çağrısında bulundu. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu da vatandaşların sürece katkısının önemine değindi ve Türkiye'nin entelektüel seviyesinin yeni anayasa için yeterli olduğunu söyledi.
Türkiye darbe ürünü olan anayasalardan kurtularak sivil bir anayasa metni ortaya koymaya çalışırken, İstanbul Üniversitesi büyük bir çalıştayla sürece katkı sundu. Sivil toplum temsilcileri ile yerli ve yabancı akademisyenlerden oluşan 80'i aşkın konuşmacı, 1961 ve 1982 anayasalarının da yapıldığı Beyazıt Kampüsü'nde bu kez darbecilerin isteğiyle değil, halkın talebiyle gündeme gelen demokratik anayasa yapımı için bir araya geldi. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, "Bugüne kadar hep anayasalar hazırlanıp önümüze konuldu. Ama şu an kendi anayasamızı yapmak gibi bir imkâna sahibiz. Hodri meydan diyoruz." ifadeleriyle çalıştayı açtı. Ardından söz alan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu da halkı yeni anayasaya sahip çıkmaya çağırdı. 5 farklı salonda 20 oturumla gerçekleştirilen çalıştayda sivil toplum kuruluşları kendi uzmanlık alanları çerçevesinde yeni anayasadan beklentilerini ortaya koyarken, akademisyenler ise tartışmalı konularda kendi görüş ve çözümlerini anlattı. Görüşler şöyle: 

Prof. Dr. Adem Sözüer (İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı): Şu veya bu sebeple süreç yavaşlatılmamalı. Halkın büyük beklentisi var. Kimsenin zoru ve baskısı olmadan yapılan yeni bir anayasa istiyoruz. 

Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez (Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı): İÜ'nün akademisyenleri, darbe anayasalarının yapımında yer aldı. Bu, akademisyenlerin de kendi geçmişiyle yüzleşmesi anlamına geliyor. 

Prof. Dr. Serap Yazıcı (Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi): Halkın iradesi değiştirilemez maddelerle kısıtlanmamalı. Değiştirilemez madde kavramının ortadan kalkmasından endişelenen insanlar var. Bu endişe giderilmeli. 

Doç. Dr. Faruk Bilir (Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi): Anayasada temel felsefe, çalışmaları halkta başlatıp halkta sonlandırmaktır. Sürecin kapalı kapılar ardında yürümemesi açısından bu çalıştaylar çok kıymetli. 

Prof. Dr. Dominique Rousseau (Fransız akademisyen): Basın, üniversiteler ve yargı bağımsızlığı anayasal güvenceye kavuşturulmalı. Yargı bağımsızlığı ise ancak hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesiyle sağlanır. 

TUSKON: 82 Anayasası toplum vicdanında kabul görmemiştir, geleceği yoktur. Vatandaşlık tanımı genişletilmeli ve "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" terimiyle devlet toplumu daha fazla kapsamalı. 

TÜSİAD: İnsan hakları odaklı bir anayasa hazırlanmalı ve resmî dil Türkçe olmakla birlikte anadil öğrenimi güvence altına alınmalıdır. 

Memur-Sen: Darbeler hep çalışanın ekmeğini elinden aldı. Anayasa ekmeğimizi güvence altına almalı. 

Gökkuşağı Kadın Platformu: Hiçbir vatandaşını çerçevesi dışında bırakmayan anayasa yapılmalı. Askeri yargı ortadan kalkmalı. Din ve vicdan özgürlüğü geliştirilerek, dinin öğrenilmesi bireylere bırakılmalı.

Zihnimize Kazınmış Bu Kaydı Unutturacağını mı Sanıyorsun?

Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927


Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim.Varlığım Türk varlığına armağan olsun!
Sinem Saçkan