23 Mart 2014 Pazar

VE TWİTTER KAPATILDI



Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitelerinden biri olan twitter, 20 Mart 2014 tarihi itibariyle erişime engellendi. Gece yarısından itibaren erişimi engellenen twitter sitesi için tepki gösteren hukukçular toplu dava açma çağrısında bulundular.

Çok az sayıda ülkede erişimi yasaklanan twitter'ın Türkiye'de erişiminin engellenmesi vatandaşlarında tepkisine yol açtı. Elbette Türkiye'deki twitter'a erişimin engellenmesi sadece ülke içinde tepkiye yol açmadı.

 ABD ve AB'den büyük tepki geldi. ABD Dış İşleri Bakanlığı Sözcülüğü, yasağa tepki gösteren konuşmasında şu açıklamaları yaptı : " Daha önce de dile getirdiğimiz gibi, sosyal medya sitelerinin kapatılabileceği yönünde ki her türlü öneri sonrası son derece endişeli olmaya devam ediyoruz. Demokrasiler kamuda ki seslerin çeşitliliği ile güçlenirler. Bağımsız ve özgür bir medya, demokrasinin, açık toplumun esas unsurudur ve resmi şeffaflığı, hesap verebilirliği sağlamada hayatidir." 

İstanbul Barosu'nun Twitter'ın kapatılmasına ilişkin yaptığı açıklamayı siz hukuki yorum okuyucuları ile paylaşıyoruz :

TWITTER’A ERİŞİMİN ENGELLENMESİ HAKKINDA AÇIKLAMA


5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un; amacı ve kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde temel hak ve özgürlükler bakımından birçok sakıncalı sonuca sebebiyet vereceği gerek uygulamacılar, gerek sivil toplum kuruluşları, gerekse akademisyenler tarafından defalarca kez dillendirilmiş, Baromuz tarafından sayısız etkinlik düzenlenmiş ama hepsi göz ardı edilerek yasa değişikliği yapılmıştır.

İktidar, bu yasanın özel hayatın gizliliğinin korunması için çıkartıldığını, sansür ile alakası olmadığı savunmuştur. Fakat çok geçmeden halkımızın bireysel olarak düşüncelerini özgürce ifade edebildiği Twitter’a ait tüm servislere erişim engellenerek, bir yasanın nasıl sansür için kullanabileceğini tüm dünyaya ispatlamış, ülkemizin Çin'den sonra Twitter'ı yasaklayan dünyanın ikinci ülkesi olma utancını bize yaşatmıştır.

Twitter’ın erişim engellenmesi, başta ifade özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10. maddesine ve Anayasamızın 26. maddesine  aykırıdır. İlgili karar, Anayasamızın yargı yetkisinin ancak mahkemelerce kullanılabileceğini hüküm altına alındığı 9. maddesine, kuvvetler ayrılığının vurgulandığı ve kanunların Anayasamıza aykırı olamayacağının emredildiği 11. maddesine, haberleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı 22. maddesine, “herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir” hükmüne yer veren 25. maddesine ve “devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır” sorumluluğunu yükleyen 28. maddesine açıkça aykırıdır. Tüm bu Anayasa maddelerine aykırı davranmak ise en hafif söylemle bir sivil darbedir.

Yaşanan olayla birebir örtüşen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 18.12.2012 tarihli ve 3111/10 sayılı kararıyla da, 5651 Sayılı Kanun’un erişimin engellenmesine ilişkin 8. maddesi AİHS m. 10’a aykırı bulunmuş ve Kanunun demokratik hukuk devletinin teminat altına alması gereken hukuki korumayı sağlamadığına hükmedilerek, Türkiye’nin tazminata mahkum edildiği unutulmamalıdır.

İktidar tarafından geleneksel medya her anlamda kuşatılmışken, bireysel düşünce ve haber kaynakları kontrol altına alınamamıştır. 12 milyon Twitter kullanıcısı vatandaşımızın paylaşımlarına erişim engellemek, iktidarın çaresizce sarıldığı sonuç vermeyen, ifade özgürlüğünün “kökünü kazımaya” yönelik, utanç verici bir girişimdir.

Vatandaşların hangi internet sitesine girip, hangi bilgi ve belgelere ulaşacağının, neyi izleyip izleyemeyeceğinin keyfiyete bırakılması temel hak ve özgürlüklere açık bir müdahale olup kurumların mahkeme kararlarından zorlama yorumlarla yasal dayanak bulma girişimi kabul edilemez.


Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın internet topluluğunu kontrol altına alınması mümkün değildir. Özellikle gerçekleri ifşa eden bir topluluğun sesini kesmeye çalışmak geldiğimiz çağda destek bulamayacaktır. Bundan sonra ayakta kalanlar kafasını kuma gömenler değil, şeffaflığa olabildiğince önem verenler olacaktır.

İnternet’e erişim engelleme veya içerik çıkarma konusunda evrensel çerçeve nefret suçları ve çocuk istismarı olmalıdır. Bu suçların haricinde Twitter benzeri sitelerin toptan yasaklanmasında olduğu gibi İnternet’e ve özellikle de bireysel ifade özgürlüğüne ve haber alma hakkına hizmet eden sosyal ağ sitelerinin tüm servislerini erişilemez kılacak şekilde müdahale etmek, kontrol altına almaya çalışmak çözüm değil, daha büyük problemler getirmektedir. Şu yaşananların belki de tek iyi tarafı gelecekte insanlığın tarihimize kara bir leke olarak geçen bu kötü tecrübelerimizden faydalanacak olmasıdır.

İnternet ortamındaki her sorun için ilk çözüm İnternet kullanımı için başta aileler olmak üzere tüm yurttaşların bilincinin arttırılmasıdır. Bilişim sistemi aracılığıyla işlenen bir suçun sonuçları elbette kabul edilemez, o halde sosyal ağ sitelerinin faillerin tespitinde sürekli önümüze çıkarttığı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı derhal yasalaştırılmalı, uluslararası adli yardımlaşmanın önündeki engeller araştırılmalı, karşılıklılık ilkesi ile bu sorunları çözecek düzenlemeler derhal yapılmalıdır. İktidarın üzerine düşüne yapmadan, konuya hukuk dışı çözümler üretmesinin kabulü mümkün değildir.

İlgili erişime engelleme kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasaya açıkça aykırı ve keyfi olup, İstanbul Barosu olarak hukuk devleti ilkeleri ile temel hak ve özgürlükleri açıkça ihlal eden sürecin takipçisi olacağımızı ve her türlü mücadeleyi vereceğimizi kamuoyuna bildiririz.

8 Mart 2014 Cumartesi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun



Hayatınızda bir gün bile kadın olmanın ne demek olduğunu düşündünüz mü? En azından bugün düşünün !

NOT : Devamını Oku butonuna basarak videoyu izleyebilirsiniz...

2 Mart 2014 Pazar

Yasa geçti: 1 Eylül 2015'te dershaneler kapanıyor.

Dershaneleri kapatan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında on binlerce yöneticinin görevlerine son veren düzenleme, AK Parti ’nin ‘evet’ oyları ile Meclis'ten geçti. Düzenlemeye göre dershaneler 1 Eylül 2015 tarihinde kapanacak. Tasarıya 226 kabul, 22 ret oyu çıktı. 

Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşüldükten sonra Meclis Genel Kurulu’na getirilen tasarının görüşülmesine önceki gün başlanmıştı. Genel Kurul’daki görüşmeler sırasında yumruklu kavgalar yaşanmıştı. Bu gece yarısına kadar devam eden görüşmelerde MHP ve CHP milletvekilleri maddeler üzerinde söz alarak tasarıyla ilgili eleştirilerini dile getirdi. Muhalefetin anayasaya aykırı olduğu yönünde endişelerini dile getirdiği tasarı AK Parti’nin kabul oyları ile Meclis’ten geçti. 

Kabul edilen yeni kanuna göre, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki müsteşar, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Strateji Geliştirme Başkanı dışındaki tüm müsteşar yardımcıları, genel müdürler, daire başkanları, bakanlık şube müdürleri, il milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve ilçe milli eğitim müdürleri görevden alınacak. 4 yıl ve daha fazla okul müdür ve müdür yardımcılığı yapanların görevleri de eğitim öğretim yılının bitiminde sona erecek. Görev süresi dört yıldan daha az olanların görevi ise 4 yılı tamamlanmasının takip eden ilk eğitim öğretim yılının bitiminde sona erecek. 

1 EYLÜL 2015 DERSHANELER İÇİN SON TARİH 
Yasaya göre dershaneler 1 Eylül 2015 tarihine kadar faaliyet gösterebilecek. Dershanelere özel okul veya açık liseye dönüşebilmesi için 4 yıl süre tanınacak. AK Parti'nin verdiği bir önergeyle dershanelerden Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına geçecek öğretmen sayısını azaltmak için değişiklik yapıldı. Tasarıda 01.07.2015 tarihi itibariyle dershanelerde toplam 6 yıl çalışan eğitim personelinin yapılacak sözlü sınavla bakanlığa alınması öngörülüyordu. Yapılan değişiklikle tasarıda öngörülen tarih, 01.01.2014 olarak değiştirildi. Böylece dershanelerde çalışan öğretmenlerin son bir buçuk yıllık çalışmaları, bakanlığa atanmada dikkate alınmayacak. Bu durumda bakanlığa alınacak öğretmen sayısı önemli ölçüde azalacak. Tasarıya göre bakanlıkta istihdam edilenler ayrıldıkları dershanelerden kıdem ve ihbar tazminatı da talep edemeyecek. Dershaneler özel okula dönüşürse bakanlık kayıtlı öğrenci sayısına göre maddi destek verecek. Eğitim öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve MEB tarafından birlikte belirlenecek. Etüt eğitim merkezlerine 12 yaş sınırı getirilecek. Bu kurumlarda öğrencileri sınava hazırlayamayacak. Ayrıca MEB'in izni ve denetimi olmaksızın hiçbir eğitim öğretim faaliyeti yapılamayacak. 

ÖĞRETMENLERE MÜLAKAT ŞARTI 

Kanunla, öğretmenliğe atanma şartları değiştiriliyor. Buna göre öğretmen adayları önce ÖSYM'nin yazılı sınavından geçecek. Aday öğretmenler en az bir yıl fiilen çalıştıktan sonra 'performans değerlendirmesine göre' başarılı olmak kaydıyla tekrar yazılı ve sözlü sınava alınacak. Sınavda başarılı olanlar öğretmen olarak atanacak. Başarılı olamayanlar il içinde veya dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda tekrar sınavlardan geçecek. Üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanların memuriyetle ilişiği kesilecek. 

YURTDIŞINA GÖNDERİLECEK ÖĞRENCİYE MÜLAKAT 

Lisans üstü eğitim için yurt dışına gönderilecek öğrenciler hem yazılı hem de sözlü sınava tabi tutulacak. Sözlü ve yazılı sınavın etkisi yüzde 40'ar, mezuniyet notunun etkisi ise yüzde 20 olacak. Sözlü sınav 2013 yılında gerçekleştirilen sınavlar için de uygulanacak. Mülakat komisyonu bakanlıkça oluşturulacak üç kişilik komisyon tarafından yapılacak ve kamera kaydı yapılmayacak. Yurtdışına eğitim amacıyla gönderilen kişilerin geçirdikleri sürelerin tamamı memuriyetten sayılacak. Doktora öğrenimlerini tamamlayanlar mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere Milli Eğitim Uzmanı kadrolarına atanacak. (CİHAN)


DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİKLERİ MART’TA BAŞLIYOR

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliğinin koordinatörlüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen etkinliklerin ana teması ‘Çocuk Gelinler Sorunu’ olarak belirlendi. İKKB’nin etkinlikler için sloganı: ’Çocuk Gelinler sorununa son vermek için elele’.


İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ile birlikte Kadın Kuruluşları Birliği etkinlikleri Mart ayı boyunca devam edecek. İstanbul Barosunu Kadın ve Çocuk Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aydeniz Alisbah Tuskan toplantılarda Baro’yu temsil edecek.

Aydeniz Alisbah Tuskan’ın katılacağı etkinliklere şöyle:

  • 5 Mart 2014 Çarşamba günü Şişli Mehmet Kısak Anadolu Lisesi Atatürkçü Düşünce Kulübü öğrencilerinin düzenlediği toplantıda ‘Türkiye ve Dünyada Kadın’ konulu bir konuşma yapacak.
  • 7 Mart 2014 Cuma günü saat 18.00’da Yeminli Mali Müşavirler Odasında düzenlenecek toplantıya ‘Türkiye’de Kadın’ konulu bir konuşma yapacak. Toplantıda Sanatçı Ayla Algan ve Gazeteci-Yazar Nedim Şener de konuşacak.
  • 8 Mart 2014 Cumartesi günü saat 13.00-15.00 arasında Şişli Belediyesi Kent Merkezinde ‘Hukuki/sosyal açıdan çocuk evlilikleri’ konulu düzenlenen toplantıda ‘Çocuk Yaşta Evliliklerin Kadın ve Çocuk Hakları Açısından Hukuki Değerlendirmesi’ konulu bir konuşma yapacak.
  • 9 Mart 2014 Pazar günü saat 15.00’da Levent Kültür Merkezinde sunulacak ‘İnsanlık Hali’ adlı tiyatro oyunundan önce ‘Dünya Kadınlar Günü’ konulu bir konuşma yapacak.
  •  
  • 11 Mart 2014 Salı günü saat 11.00’da Kasımpaşa, Piyalepaşa’da İTO Kadınlar Çeşmesi İlköğretim Okulunda düzenlenen veli toplantısına konuşmacı olarak katılacak.
  • 12 Mart 2014 Çarşamba günü Eyüp Belediyesi Salonunda İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezince düzenlenecek ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede 6284 Sayılı Yasa’ konulu paneli yönetecek. Panelin açılış konuşmasını İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sekreteri Av. Bahar Ünlüer Öztürk yapacak, Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Hale Akgün ve Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Afet Gülen Köse panelde konuşmacı olarak yer alacak.
  • 14 Mart 2014 Cuma günü saat 11.00-13.00 arasında Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezinde düzenlenecek toplantıyı yönetecek ve ‘Çocuk Gelinler Sorunu’ konulu bir konuşma yapacak.