Hukukçuların Biyografileri

HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU
1904de İstanbulda doğmuştur. Aslen Çorumludur. Trabzon Lisesi (1922) ve Ankara Üniversitesi, Adliye Hukuk Mektebi (Hukuk Fakültesi) (1928) tarihli ilk mezunlarındandır.1929a kadar TBMMde memurluk yapmıştır. Doktora çalışmalarını İsviçrede yapmıştır (1933). 1934 yılında İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesine doçent olarak atanmıştır. 1942 yılında Profesör, ve sonra da Ordinaryus Profesör ünvanlarını almıştır. Aynı fakültede iki dönem dekan olarak hizmet vermiştir (1946-1948 ve 1952-1953). 1975 senesinde emekli olmuştur. Velidedeoğlu ayrıca 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun da üyesi ve 1961 Kurucu meclisinin katiplerindendir. ayrıca 1959 Tarihli kat Mülkiyeti kanunu Yine Velidedeoğlu tarafından hazırlanmıştır.Araştırma ve röportajları Cumhuriyet ve Milliyet Gazetelerinde yayınlanmıştır.

Türkiyenin günümüzde tanınan birçok hukukçusunun hocasıdır. Atatürkçü Düşünce Derneğinin başkanlığını yapmıştır. Velidedeoğlu bir dönem Cumhurbaşkanlığı adayı olarak gösterilmiş fakat " bilimadamlığı şahsiyetinde siyesetin yeri yoktur diyerek bunu reddetmiştir."Fransızca, Almanca ve İtalyancaya ciddi şekilde vakıf olmuş, adalet Edebiaytı bakımından önemli eserler yayınlamıştır. Medeni Hukuk alanında otorite olan Velidedeoğlunun, bu alandan başka  Söylev 1-2 ve Söylev-3 ( Belgeler), Hayat hukuk Cemiyet  isimli eserleri, Velidedeoğlu denince akla gelen ilk eserlerdir.
Velidedeoğlu 1992 yılında ölene kadar Cumhuriyet gazetesinde her pazar 2.sayfada köşe yazarlığı yapmıştır.
Kaynak: Meşhur Türk Hukukçuları H.Basri Erk, -Wikipedi.org, -Ligthmillenium.org.
Der.M.Nuri Altun


AHMET CEVDET PAŞA

Ahmet Cevdet Paşa 1822 tarihinde şimdi Bulgaristan sınırları içinde kalan Lofça’da doğmuştur. 17 yaşında iken İstanbul’a gelmiş, parlak zekası ve kabiliyeti neticesinde temayüz ederek 23 yaşında Müderris olmuştur. Tanzimat döneminin önemli şahsiyetleri olan Fuat Paşa, Ali Paşa ve Mustafa Reşit Paşa ile bu dönemde tanışmıştır.
1855 yılında Meclis-i Ali-i Tanzimat azalığına tayin edilmiş bu sırada çok sayıda kanun ve nizamnameyi kaleme alarak tedvin etmiştir.
1868 yılında Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliğine getirildikten sonra hukuk alanındaki faaliyet ve başarıları tecessüm etmeye başlamıştır.
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye’nin (Mecelle) tanziminde en büyük rolü üstlenmiş, özellikle Mecelle’nin başlangıcındaki ilk 100 maddenin (Kavaid-i Külliye) tedvin ve tanziminde en önemli rolü üstlenmiştir. Mecelle ile birlikte Ceza Kanunname-i Hümayunu, Arazi Kanunu, Tapu Sicili Nizamnamesi ve Tapu Muvakkat Talimnamesi Cevdet Paşanın eserleri arasında zikredilmektedirler. En son olarak Meclis-i Has azası iken 1895 yılında vefat etmiştir.
Ahmed Cevdet Paşa hukuk tarihimizdeki en müstesna şahsiyetlerden biridir. Hukukçuluğunun yanı sıra; Tarihçi, Dilci, İdareci, Şair, Mütercim ve Maarifçidir. Türkiye’de ilk defa olarak Kanunlaştırma usulünü getirmiş, yürülükteki hükümleri kanun haline ifrağ etmiştir.Cevdet Paşa Beş defa Adliye, üç defa Maarif, iki defa Evkaf, bir Defa da Ticaret ve Ziraat nazırlığı yapmıştır.
Mezarı Fatih Camii Haziresinde, Fatih Sultan Mehmed Türbesinin karşısındadır.
Ahmed Cevdet Paşa’nın özellikle Hukukçu Yönü hakkında Ebül’ula Mardin tarafından “ Medeni Hukuk Cephesinden Ahmed Cevdet Paşa” isimli eser en önemli başvuru kaynağı olup, Cevdet Paşa ve Mecelle hakkındaki bu eser henüz aşılamamıştır.

Kaynaklar: (Meşhur Türk Hukukçuları, Hasan Basri Erk, Ölümünün 100.Yılında Ahmed Cevdet Paşa, Medeni Hukuk Cephesinden Ahmet Cevdet Paşa, Eblül’ula Mardin, Türk Meşhurları Ansiklopedisi) Der: M.Nuri Altun

MUSTAFA REŞİT BELGESAY
1887’de İstanbul’da doğmuştur. Babası Beşiktaş Belediye Reisi Mehmet Rıza Bey’dir. Mustafa Reşit Belgesay hukukçu bir aileden gelmektedir. Şeyhülislam Hayri bey amcasıdır. İlk tahsilini Beşiktaş’ta yapmış Sivas idadisini bitirdikten sonra İstanbul hukuk Mektebine girmiş ve buradan 1908’de mezun olmuştur. Adliye Nezareti tarafından Paris’e gönderilmiş, Paris Hukuk Fakültesini bitirmiştir. Fransa’da tanınmış avukatların yanında staj yapmıştır.1914 yılında memleketine dönünce Evkaf mektebinde Malumat-ı kanuniye ve Ceza Kanunu muallimliği ve evkaf nezareti avukatlığı yapmıştır. 1915 yılında İstanbul Hukuk Fakültesine Ticaret Hukuku Müderrisi daha sonra ise Hukuk Muhakemeleri müderrisi olmuştur. Mustafa Reşit Belgesay İstanbul Hukuk Fakültesinde 40 sene kadar hocalık yapmış ve binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Bu görevinden başka, Mendi Kanun başta olmak üzere Hukuk usulü Kanunlarının tanzim ve tetvininde fiili olarak çalışmış, hatta HUMK’un çoğu faslının tasarısını kendisi hazırlamıştır. Hazırlanan bu tasarılar daha sonra kanunlaştırılmıştır.1955 yılında Ordinaryüs Profesör olarak emekliye ayrılmıştır. Yabancı literatüre hakimiyeti ile de tanınan Belgesay, belirttiğimiz alanlardaki çalışmalarına ek olarak Hukuk tarihi ve Felsefesi ile de yakından ilgilenmiştir. Usul kanunu Şerhi, Medeni kanun Şerhi, Ceza Kanunu Şerhi, Mecellenin Külli Kaideleri ve Yeni Hukukun Umumi Prensipleri, Pratik hukuk Mecmuası, Adliye Hukukunun Esasları eserlerinden bazılarıdır.
Kaynak:Meşhur Türk Hukukçuları sh-487/490, Hasan Basri Erk,
Der: M.Nuri Altun

BEDREDDİN SİMAVİ ( ŞEYH BEDREDDİN )

Asıl ismi Şeyh Bedreddin Mahmud b.İsrail b.Abdilazizdir. Babasının mesleği dolayısıyla Simavna Kadısının Oğlu olarak da bilinir.1539 yılında bugün Yunanistanda olan Simavnada doğmuştur. İlk tahsilini babasının yanında yapmış, devrin önemli alimlerinden sarf-nahiv, mantık, astronomi, felsefe ve fıkıh ilimleri okumuştur. Eğitimini, sırasıyla Edirne, Bursa, Konya ve Mısırda tamamlamıştır. Mısırda Sultan Berkukun oğlu Fereci okutmak üzere saraya alınmış ve cariyelerden Cazibe ile evlendirilmiştir. Başta Tasavvufun aleyhinde olan Şeyh Bedreddin, baldızı Meryem ile yaptığı tasavvufi sohbetlerden etkilenerek, Mısırda Hocası Şeyh Hüseyine intisab etmiştir. Daha sonra şeyhinin vefatı üzerine onun yerine şeyhlik makamına geçmiştir. Vahdet-i Vücudçu olarak bilinir.Bundan sonra Anadoluya dönmeye karar vermiş ve Tirede İsyan hareketlerinin başı Börklüce Mustafa ile tanışmıştır. Edirneye doğru olan bu yolculuğu sırasında Sürme isimli köyde deTorlak Kemal ile tanışmıştır. Şeyh Bedreddin; Osmanlının Fetret Devrinde Mûsa Çelebi tarafından kazasker olarak atanmasını müteakip siyaset sahnesine çıkmıştır. Çelebi Mehmedin Mûsa Çelebiyi yenmesi üzerine İznike sürülerek göz hapsine alınmış, Torlak kemal ve Börkülece Mustafa liderliğindeki isyanlardan da faydalanarak buradan kaçarak Kastamonuda İsfendiyar Beye sığınmıştır. Kastamonu merkezli ciddi bir propagandaya girişince, I.Mehmed tarafından üzerine gönderilen kuvvetler Şeyh Bedreddini ele geçirerek padişahın huzuruna çıkarmıştır. Hakkında hüküm vermek üzere, Burhaneddin Haydar el-Harevi ve Fahreddin el-Acemiden oluşan fetva komisyonu, Şeyh Bedreddinin İdamına karar vermiş, bu fetva üzerine 1420de Serezde idam edilerek oraya gömülmüştür. Kemikleri, o döenmdeki siyasal akımların da etkisiyle 1961 yılında Divanyolunda bulunan II.Mahmud türbesi haziresine getirilmiştir.
Özellikle siyasi kimliği bakımından meşhur olan ve bir devrimci olduğu iddia edilen Şeyh Bedreddinin Fıkıh ve Tefsir ilimlerinde de bir otorite olduğu kabul edilmesine edilmesine karşın, bu özelliği pek bilinmemekte ve Şeyh Bedreddin, hakkındaki eksik ve yanlı yorumlar nedeniyle yanlış tanıtılmaktadır. Varidat isimli eseriyle tanınan Şeyh Bedreddinin Fıkıhla ilgili 4 önemli eseri vardır. Bunlardan Câmiul-fûsuleyn adlı 1410-11 yıllarında yazdığı eseri uzun süre hakim ve müftülerin elinde dolaşan bir başvuru kaynağı olmuştur. Şeyh Bedreddinin Mûsa Çelebinin Kazaskeri olduğu dönemde yazdığı bu eserin Hanefi mezhebinin bir hülasası olduğu ve mahkeme işlerinde bir hukuk kodu olarak tanzim ediliği ifade edilmektedir. Yine bu eser Molla Hüsrevin kaleme aldığı Dürer isimli mühim eserin 100 civarındaki nadide kaynağından biridir. Keza yine et-Teshil fi şerhi Letâifil-işârât isimli ve Letâiful İşarat isimli furû-i fıkha dair eserinin şerhi olan bu eserinde 7500den fazla meseleye değinilmektedir. Fıkha dair diğer eserinin ismi de Câmiul Fetavadır

Kaynak:(Osmanlı Dönemi İslam Hukuku Çalışmalar, Recep Cici), İslam Ansiklopedisi,Wikipedi.Org Der:M.Nuri Altun
ALİ FUAT BAŞGİL ( 1891 - 1967)
Ali Fuat Başgil 1891 Çarşamba doğumludur. İlkokulu Çarşambada okumuş, Lise öğrenimine İstanbulda başlamış ve Pariste tamamlamıştır. Grenoble Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuş ve Paris Hukuk Fakültesinde doktora yapmıştır. Ayrıca Paris Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü ile Paris Siyasi İlimler Merkezini bitirmiştir. Bunlara ek olarak Lahey Devletler Hukuku Akademisinin derslerine devam ederek buradan da mezun olmuştur. Yani 36 yaşında yurda üç fakülte ve bir yüksek okul diplomalı hukukçu olarak dönmüştür. 1930 yılında Doçent olarak, Ankara Hukuk Fakültesine girmiştir. Bir sene sonra da Roma Hukuku kürsüsüne Profesör olarak tayin edilmiştir. Hatayın bağımsızlığa kavuşmasından sonra 1937de Hatay Cumhuriyeti nin anayasasını hazırlamıştır.

Türkiyede İstanbul Üniversitesinde uzun yıllar Teşkilat-ı Esasiye Hukuku (Anayasa) dersleri vermiş gerek burada ve gerekse Yüksek İktisat ve Ticaret mektebinde ilk defa iş hukuku dersini koymuştur. 1939 yılında ordinaryüs profesör olan Ali Fuat Başgil, 1937 ve 1942 tarihleri arasında İstanbul Hukuk Fakültesinin dekanlığını yapmıştır. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi tarafından çeşitli üniversitelerden demokrasiye inandıkları için uzaklaştırılan 147ler listesinde yer almış,.1961’de MBKnın, 147lerin tekrar üniversiteye dönebileceklerine dair özel kanun çıkarmasına rağmen bunu kabul etmemiş ve Adalet Partisi hareketi içerisinde siyasete atılmıştır.

1961 seçimlerinde Samsun Senatörü seçilmiştir. Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması, Em. Org. Cemal Gürselin cumhurbaşkanlığında ısrar eden askeri kesimden gelen yoğun tepkilere neden olmuştur. 24 Ekim 1961 gecesi Fahri Özdilek ve Sıtkı Ulay tarafından götürüldüğü Başbakanlıka bazı Milli Birlik Komitesi üyesi subaylarınca "hayatınızı garanti edemeyiz" denilerek tehdit edildikten sonra Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmiş ve Cumhuriyet Senatosu üyeliğinden de istifa ederek yurt dışına çıkmıştır.. Adalet Partisinin %52 oy oranıyla tek başına kazandığı 1965 seçimlerinden sonra Türkiyeye dönen Prof. Ali Fuat Başgil, 17 Nisan 1967 tarihinde İstanbulda vefat etmiştir. Kabri Karacaahmet Mezarlığındadır.
Der: Av. M.Nuri Altun