ŞAİR HUKUKÇULAR

1.   MİDHAT CEMAL KUNTAY

1885 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Mithat Cemal, İşkodra’dan gelen bir ailenin oğludur. Babası Selim Sırrı Bey, annesi Rumeli’nin Tırhala Kasabası’ndan Samiye Hanım’dır. Henüz çocukken annesinin okuduğu Cezmi romanı ona ilk edebiyat zevkini verdi.[1] Orta öğrenimini Aksaray’daki Mekteb-i Osmaniye Rüştiye’sinde, Saint Joseph Lisesi’nde başladığı lise öğrenimini Vefa Lisesi’nde tamamladıktan sonra Mekteb-i Hukuk’tan birincilikle mezun oldu. 17 yaşındayken babasını kaybedince 10 kişilik ailesinin geçim yükünü üstüne aldı ve öğrencilik yıllarında gazetecilik, özel öğretmenlik, daha sonra avukatlık yaparak bu yükü taşımaya çalıştı.[2]
Aynı dönemde ilk şiirlerini dergi ve gazetelerde yayımladı. İleride yakın dost olacağı ve biyografisini yazacağı Mehmet Akif ile 1903 yılında tanıştı. Bu tanışma, onun sanatını ve düşüncelerini etkiledi. Padişaha jurnal edildiği için 1906’da bir süre tutuklu kaldı. Mehmet Akif’in II. Meşrutiyet’ten sonra yazdığı İstibdat adlı şiiri, bu olayın hatırasına Mithat Cemal’e ithaf edilmiştir.[3] Mehmet Akif ile birlikte yazdığı ‘Elhamra’ adlı şiiri ve ‘Acem Şahına’ adlı manzumeyi Resimli Kitap’ta yayımladı. Acem Şahı, şair olarak ününü arttırdı.
1908 yılında kazandığı imtihan sonucu doktoraya başlayarak, hukuk idaresi dersi vermekte olan İbrahim Hakkı Paşa’nın asistanı oldu. Eğitimini tamamladığında Türkiye’de ilk hukuk doktoru ünvanını aldı. Bir süre “hukukta hitabet” dersleri verdikten sonra sınav kazanarak Adliye Nezareti Özel Kalem’ine kâtiplik görevine başladı, zamanla müdür yardımcılığına yükseldi. Kısa bir süre Birinci Hukuk Mahkemesi üyesi olarak yargıçlık yaptı.
Mithat Cemal, şiirin bütününden koparak tek başına yaşamayı hak eden birer vecize halini alan ve bu yolla insanların hafızasına kazınan bazı beyitlerin de sahibidir. Bunların en ünlüsü, “On Beş Yılı Karşılarken” adlı şiirinin sonunda yer alan şu beyittir:
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Eğilme
 Zincirin altınsa da hattâ, koparıp kır!
 Susmak ne demekmiş, yere göğe haykır!                       
   Vicdân bile duymaz, çıkmazsa bir âhı                         
 Sessiz kölelerdir, yaratan binbir ilâhı                        
  Elbet put olurlar, öpülen eller, etekler                   
       Elbet öpen oldukça, olur öptürecekler!                        
 Hürriyet, o en son şerefindir, onu satma!                     
    Bir Tanrı yeter, kendine bin Tanrı yaratma!                  
       İnsanda ki dört tane ayak devrini bilme!                     
    Mahvolsa eğilmezdi baban, sen de eğilme!..(MİDHAT CEMAL KUNTAY)
Kaynak :Wikipedi
2.NECATİ CUMALI
13 Ocak 1921 tarihinde Yunanistan sınırları içinde bulunan o dönemin Rumeli Vilayet-i Celilesine(Manastır'a) bağlı ve Cuma beyleriyle meşhur olan Cuma'kazasında doğmuş, ailesi 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşmiştir. Ortaöğrenimini İzmir Atatürk Lisesi'nde (1938), yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (1941) tamamlamıştır. Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisi'nde (1941-1942), Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde (1945) çalışmıştır. Askerlik sonrası Urla ve İzmir'de avukatlık ve memurluk yapmıştır (1945-1957). 1957-1959 yıllarında Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliği'nde çalışmıştır. 1959 - 1963 yıllarında İstanbul Radyosu'nda redaktörlük yapan Cumalı, sonraki yıllarda yaşamını roman ve oyun yazarlığı ile sürdürdü. 10 Ocak 2001 tarihinde yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak İstanbul'da hayata veda etti.

HÜRRİYETE ÖVGÜ

Boşuna değil dökülen kan
Hatıran daha aziz çıkacaktır
Bu felaket senelerinden
Asırlardır bu böyledir
Bütün kötülükler geçer
Yaşar iyi ve güzel olan

Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısın
Kanunların, nizamların üstünde
Talihisin insanlığın
Her sevgi hayatla biter
Yalnız senin aşkın kalır
Genç çocuğa babadan

Boşuna değil dökülen kan
Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir
Daha zeki daha çalışkan
Bütün acılar unutulacak
Şarkılar daha yürekten söylenecektir

Yıkılan evler köprüler
Daha sağlam kurulacaktır tekrar
Yeniden fabrikalar yükselecek
Tarlalar genişleyecektir

Boşuna değil dökülen kan
Tarihin akışından anlıyorum
Kuvvet zamanla yıkılır
Yalnız senin uğrunda ölür insan
Yarası acımadan.

3.ÖZDEMİR ASAF

      
ADALET
İnsansız adalet omaz
                                                       Adaletsiz insan olur mu?
                                                         Olur,olmaz olur mu!
Ama,olmaz olsun.



O BEYAZ BİR KUŞTU (ORHAN SEYFİ ORHON)

                             O, beyaz bir kuştu, uzun kanatlı;
                             Ardında ışıktan bir iz bıraktı.
                             Yel gibi dağları aştı bir atlı
                             Arada bir engin deniz bıraktı.

                             Uzaktan gelirken derin akisler,
                             Kapadı geçtiğim yolları sisler.
                            Tutuştu içimde birikmiş hisler;
                            Gönlümü o kadar temiz bıraktı.

                           O, beyaz bir kuştu, ak kanatlıydı;
                           Yel gibi dağları aşan atlıydı;
                           Hayâldi, hayâlden bile tatlıydı;
                           Ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı!
4.CEVDET KUDRET SOLOK
                                                                     DİLEK
                                    Bir küçük, bir küçücük evim olsa;
                              İçinde bir küçük, bir küçücük halım olsa;
                             Bütün bunlar benim öz malım olsa.

                                   Masam, mürekkebim, etajerim,
                             Penceresinde benim perdelerim,
                             Etajerinde kitaplarım olsa.

                                  Bir ufak, bir minicik evim olsa;
                            İçinde bir kadın, beni parasız pulsuz seven bir kadın
                            Bu kadın karım olsa!
                                        Nerde, hangi şehirde olursa olsun,
                                       Bir küçük, bir küçücük evim bulunsun,
                                       Bir ufacık halım olsun yeter,
                                      Yeter de artar bile!
                                      Nerde, hangi şehirde olursa olsun,
                                      Etajerim, kitaplarım olsun,
                                     Beni parasız pulsuz seven karım olsun yeter,
                                     Yeter de artar bile!

5.ATİLLA İLHAN


 
YAĞMUR KAÇAĞI

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni  götürecek yoksa beni


geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa  eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni