KONUK YAZAR: *MUHAMMET CAN KARACA
ÖZ
Bu çalışmamızda ulaşım
araçlarından ne anlaşılması gerektiği, hangi durum ve hadiselerle bu suçun
uygulama alanı bulabileceği, seyahat özgürlüğü kapsamı adı altında kanun koyucu
tarafından düzenlenmiş olan bu hükmün uygulamadaki yansımalarını, mahkeme
içtihatlarını gözeterek incelemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu suçun
işlenmesiyle birlikte içerisinde bulundurduğu ve dayanaklarını oluşturan veya oluşturabilecek
diğer hükümleri de dikkate alarak korunan hukuki değerin irdelemesini yapmaya
çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: TCK
223, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonması suçu, ulaşım aracı, cebir,
tehdit, işgal, alıkoyma, kaçırma
GENEL HATLARIYLA TÜRK CEZA KANUNUNUN
223. MADDESİ
I.
GİRİŞ
5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun Özel hükümler kitabının Topluma Karşı Suçlar
üst başlıklı 3. Kısmının Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar
başlıklı 6. Bölümünde Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması adlı
223. Maddesinde;
(1) Cebir veya tehdit
kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının
hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya
gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun
deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit
kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının
hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere
götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların
işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca
cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların
işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış
hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
hükümleri yer
almaktadır.
Ulaşım
araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçu, Türk Ceza Kanununa, ilk kez
1971tarih ve 1480 sayılı Kanunla, 765 sayılı Kanunun 384. maddesi olarak
girmiştir. 384.madde 1979/2245 sayılı Kanunla esaslı değişiklik geçirmiştir[1].
Madde
gerekçesindeyse,
Maddenin birinci fıkrası, kara ulaşım
araçlarının hareketlerinin cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı
başka bir davranışla bile bile engellenmesini veya bunların kaçırılmasını
cezalandırmaktadır. Suçun maddî unsuru belirtilirken, uygulamada herhangi bir
duraksamaya neden olunmaması için kaçırma niteliğinde bulunan hareketlerin
teker teker sayılması ve böylece araçların hareket etmesinin engellenmesi,
aracın hareket ettirilmemesi, hareket hâlinde bulunanların durdurulması ve
gitmekte olduğu yerlerden başka yerlere yönlendirilmesi ayrıca açıklanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, suçun
konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması itibarıyla ayrı bir suç
tanımına yer verilmiştir. Bu suçu oluşturan hareketler, birinci fıkrada
tanımlanan suçun maddî unsuru kapsamındaki hareketlerden ibarettir.
Üçüncü fıkrada, cebir veya tehdit
kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının
hareket etmesinin engellenmesi veya bu aracın gitmekte olduğu yerden başka yere
götürülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasında özel
bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; bir, iki ve üçüncü fıkralarda
tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi
hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilmelidir. Bir, iki ve üçüncü
fıkralarda tanımlanan suçların işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin
tahdit edilmesi gerekmemektedir.
Beşinci fıkraya göre, bir, iki ve
üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Bu itibarla, kasten
yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece bu bir, iki veya
üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmelidir.
Ulaşım araçlarına zarar verilmesi,
mala zarar verme suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli şeklini
oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.
II.
SUÇLA
KORUNAN HUKUKİ YARAR
T.C. 1982 Anayasasının
23. Maddesiyle güvence altına alınan ‘Yerleşme ve Seyahat hürriyeti’ fikrimizce
korunmak istenilen hukuki değerin en büyük dayanaklarından biridir. ‘Herkes dilediği gibi yerleşme ve seyahat
etme hürriyetine sahiptir ve bu özgürlük ancak kanunla
sınırlandırılabilecektir’.
Yine madde metinleri
incelendiğinde kamu düzeni, kişi hürriyeti ve dokunulmazlığı başta olmak üzere
kişilik haklarına ihlal niteliğinde bir fiile somut olayın vuku bulması halinde
suçun kanuni unsurları gerçekleşmiş olacağından mahkûmiyeti talep
edilebilecektir. Özellikle ‘cebir’ ve
‘tehdit’ vasıtasıyla ya da başkaca
bir hukuka aykırı davranışla kara ulaşım araçlarından birinin hareket etmesini
engelleyen veya hareket halindeyken durduran veya doğrudan veyahut dolaylı
yollarla durmasını sağlayan veya isteği, arzusu, rızası dışında başka bir yere
gitmesini sağlayan kimse/lere uygulanacak müeyyidelerle karşı karşıya
kalacaklardır.
Binaenaleyh
kanaatimizce, bu suçun uygulama alanı bulmasıyla birlikte TCK m.109 bağlamında
‘hürriyetten yoksun kılma’ suçunun da oluşması durum ve koşullara göre mümkün
olabilecektir. Bu fikrimizi destekleyen unsur ise;
TCK m.109/1-1.cümle de:
‘Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde
kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
verilir’.
Pekâlâ, kara ulaşım
aracından anlaşılması gereken nedir?
Araba, Bisiklet,
Fayton, Kağnı, Kamyon, Kamyonet, Minibüs, Metrobüs, Motosiklet, Otobüs,
Otomobil, Traktör, Troleybüs[2].
Yukarıda sayılan
örnekler pek tabi tahdidi değildir. Mesela akıllara gelebilecek örneklerden
bazıları Atv, Akülü araba vs.’dir.
III.
SUÇUN
UNSURLARI
1. MADDİ UNSURLAR
Fail açısından suçun
kanuni düzenlemesinde herhangi bir unsur, ölçüt belirtilmemekle birlikte suçun
failinin herkes olabileceğini söyleyebiliriz.
Topluma karşı işlenen
suçlar üst başlığında madde metni ele alındığı için mağdurun kamu olarak
zikredilmesi her ne kadar mümkünse de tüm toplumun mağduriyeti açısından failin
mahkum edilmesi mantalitesi kanaatimizce pek de mantıklı görülmemektedir. Bu
yüzden biz mağdur kavramını suçtan zarar gören kimse olarak ferdileştirmenin
daha doğru olacağını düşünmekle birlikte mahkûmiyet talepli olarak kurulan
hükümlerin doğrudan suçtan zarar görenle illi seriye mal edilmesi
kanaatindeyiz.
Hangi
davranışların(fiil unsuru) TCK 223’ü ihlal edeceğini inceleyecek olursak;
-
‘Cebir veya tehdit kullanarak ya da
hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini
engelleyen..’
Öncelikle cebir ve
tehditten ne anlamamız gerekeceğine değinelim.
Cebir: ‘Zor, zorlayış[3]
Tehdit: Gözdağı[4]
anlamına gelmektedir.
Pekâlâ, zor kullanmak
yoluyla veya gözdağı vererek ya da herhangi hukuka aykırı bir davranışla
(şiddet yoluyla, şantaj yoluyla vs.) bu hükmü ihlal etmek suçun oluşmasına
sebebiyet verebilecektir.
‘…kara ulaşım aracının hareket etmesini
engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden
başka yere götüren..’
1.
Fıkra açısından suçun işlenebilmesinin yolu
kara ulaşım aracı olmaktan geçmek zorundadır.
Harekete geçmeye hazır bir kara ulaşım aracını ya da hareket halindeyken
durduran veya rotasını değiştiren kimse bu suçun tatbik edilmesine sebebiyet
verebilecektir.
2.
Fıkra açısından, deniz veya demiryolu ulaşım
aracının hareket etmesini engelleyen, hareket halindeyken durduran, rotasını
değiştiren, cebir veya tehdit yoluyla ya da herhangi bir hukuka aykırı fiille
bu suçun işleyen kimse
TCK
223/2’yi ihlal etmiş olacaktır.
3.
Fıkra açısından ‘hava yolu ulaşım
aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka
yere götüren kişi..’ hava ulaşım aracı ibaresinden; Taşıma kapasitesine sahip
her nevi insanlı ya da insansız uçan araç. uçak, helikopter, insansız hava
aracı, Balon, zeplin, planör ve yelken kanat gibi çok geniş bir yelpazedeki tüm
uçabilen araçlar hava aracı sayılırlar[5].
4.
Suçun kanuni tanımında belirtilen
unsurların hürriyetinden yoksun bırakma alıkoyma, rehin alma şeklinde
gerçekleşmesi halinde ayrıca cezaya hükmolunacağı belirtilmiş olmakla birlikte
1. Veya 2. Ya da 3. Fıkradaki suç tanımlarından herhangi birinin hürriyeti
tahdit biçiminde işlenmesi halinde (özel içtima) bahse konu olan 4. Fıkra
uygulama alanı bulabilecektir.
5.
Fıkrada ve madde gerekçesinde de
belirtildiği üzere, kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca
kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Fakat altı çizilmelidir
ki, kasten yaralama suçunun basit (temel) haliyle gerçekleşmesi halinde, sadece
bir, iki veya üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmesi gerekmektedir.
Suç
kasten işlenebilir bir suç niteliğindedir.
Suça
iştirak icra hareketlerinin bölünebilirliği mümkünse iştirake konu olabilir.
Suça
teşebbüs mümkündür.
Sabit Platformlara Karşı Suçlar, 2011 / 1 Ankara Barosu Dergisi
(Son erişim tarihi: 08.07.2020- 14.28)
[3] İnternet
kaynağı- https://sozluk.gov.tr/ (Son
erişim tarihi: 09.07.2020 – 15.55)
[5]
(İnternet kaynağı: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hava_arac%C4%B1#:~:text=Hava%20ta%C5%9F%C4%B1t%C4%B1%20ya%20da%20hava,u%C3%A7abilen%20ara%C3%A7lar%20hava%20arac%C4%B1%20say%C4%B1l%C4%B1rlar.-
Son erişim tarihi: 10.07.2020- 10.19)
(yazarların sitemize göndermiş olduğu yazıların içeriğinden yazarlar sorumludur.)