17 Temmuz 2020 Cuma

ULAŞIM ARAÇLARININ KAÇIRILMASI VEYA ALIKONULMASI SUÇU



     KONUK YAZAR:  *MUHAMMET CAN KARACA

        ÖZ

Bu çalışmamızda ulaşım araçlarından ne anlaşılması gerektiği, hangi durum ve hadiselerle bu suçun uygulama alanı bulabileceği, seyahat özgürlüğü kapsamı adı altında kanun koyucu tarafından düzenlenmiş olan bu hükmün uygulamadaki yansımalarını, mahkeme içtihatlarını gözeterek incelemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu suçun işlenmesiyle birlikte içerisinde bulundurduğu ve dayanaklarını oluşturan veya oluşturabilecek diğer hükümleri de dikkate alarak korunan hukuki değerin irdelemesini yapmaya çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: TCK 223, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonması suçu, ulaşım aracı, cebir, tehdit, işgal, alıkoyma, kaçırma
                                        
           GENEL HATLARIYLA TÜRK CEZA KANUNUNUN 223. MADDESİ     

I.                   GİRİŞ

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Özel hükümler kitabının Topluma Karşı Suçlar üst başlıklı 3. Kısmının Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar başlıklı 6. Bölümünde Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması adlı 223. Maddesinde;
(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
hükümleri yer almaktadır.

Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçu, Türk Ceza Kanununa, ilk kez 1971tarih ve 1480 sayılı Kanunla, 765 sayılı Kanunun 384. maddesi olarak girmiştir. 384.madde 1979/2245 sayılı Kanunla esaslı değişiklik geçirmiştir[1].
Madde gerekçesindeyse,
 Maddenin birinci fıkrası, kara ulaşım araçlarının hareketlerinin cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bile bile engellenmesini veya bunların kaçırılmasını cezalandırmaktadır. Suçun maddî unsuru belirtilirken, uygulamada herhangi bir duraksamaya neden olunmaması için kaçırma niteliğinde bulunan hareketlerin teker teker sayılması ve böylece araçların hareket etmesinin engellenmesi, aracın hareket ettirilmemesi, hareket hâlinde bulunanların durdurulması ve gitmekte olduğu yerlerden başka yerlere yönlendirilmesi ayrıca açıklanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması itibarıyla ayrı bir suç tanımına yer verilmiştir. Bu suçu oluşturan hareketler, birinci fıkrada tanımlanan suçun maddî unsuru kapsamındaki hareketlerden ibarettir.
Üçüncü fıkrada, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesinin engellenmesi veya bu aracın gitmekte olduğu yerden başka yere götürülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilmelidir. Bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi gerekmemektedir.
Beşinci fıkraya göre, bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece bu bir, iki veya üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmelidir.
Ulaşım araçlarına zarar verilmesi, mala zarar verme suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli şeklini oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.

II.                SUÇLA KORUNAN HUKUKİ YARAR

T.C. 1982 Anayasasının 23. Maddesiyle güvence altına alınan ‘Yerleşme ve Seyahat hürriyeti’ fikrimizce korunmak istenilen hukuki değerin en büyük dayanaklarından biridir. ‘Herkes dilediği gibi yerleşme ve seyahat etme hürriyetine sahiptir ve bu özgürlük ancak kanunla sınırlandırılabilecektir’.
Yine madde metinleri incelendiğinde kamu düzeni, kişi hürriyeti ve dokunulmazlığı başta olmak üzere kişilik haklarına ihlal niteliğinde bir fiile somut olayın vuku bulması halinde suçun kanuni unsurları gerçekleşmiş olacağından mahkûmiyeti talep edilebilecektir. Özellikle ‘cebir’ ve ‘tehdit’ vasıtasıyla ya da başkaca bir hukuka aykırı davranışla kara ulaşım araçlarından birinin hareket etmesini engelleyen veya hareket halindeyken durduran veya doğrudan veyahut dolaylı yollarla durmasını sağlayan veya isteği, arzusu, rızası dışında başka bir yere gitmesini sağlayan kimse/lere uygulanacak müeyyidelerle karşı karşıya kalacaklardır.
Binaenaleyh kanaatimizce, bu suçun uygulama alanı bulmasıyla birlikte TCK m.109 bağlamında ‘hürriyetten yoksun kılma’ suçunun da oluşması durum ve koşullara göre mümkün olabilecektir. Bu fikrimizi destekleyen unsur ise;
TCK m.109/1-1.cümle de:
Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir’.
           

Pekâlâ, kara ulaşım aracından anlaşılması gereken nedir?
Araba, Bisiklet, Fayton, Kağnı, Kamyon, Kamyonet, Minibüs, Metrobüs, Motosiklet, Otobüs, Otomobil, Traktör, Troleybüs[2].
Yukarıda sayılan örnekler pek tabi tahdidi değildir. Mesela akıllara gelebilecek örneklerden bazıları Atv, Akülü araba vs.’dir.

III.             SUÇUN UNSURLARI

1.      MADDİ UNSURLAR

Fail açısından suçun kanuni düzenlemesinde herhangi bir unsur, ölçüt belirtilmemekle birlikte suçun failinin herkes olabileceğini söyleyebiliriz.
Topluma karşı işlenen suçlar üst başlığında madde metni ele alındığı için mağdurun kamu olarak zikredilmesi her ne kadar mümkünse de tüm toplumun mağduriyeti açısından failin mahkum edilmesi mantalitesi kanaatimizce pek de mantıklı görülmemektedir. Bu yüzden biz mağdur kavramını suçtan zarar gören kimse olarak ferdileştirmenin daha doğru olacağını düşünmekle birlikte mahkûmiyet talepli olarak kurulan hükümlerin doğrudan suçtan zarar görenle illi seriye mal edilmesi kanaatindeyiz.
Hangi davranışların(fiil unsuru) TCK 223’ü ihlal edeceğini inceleyecek olursak;
-          ‘Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen..’
Öncelikle cebir ve tehditten ne anlamamız gerekeceğine değinelim.
Cebir: ‘Zor, zorlayış[3]
Tehdit: Gözdağı[4] anlamına gelmektedir.
Pekâlâ, zor kullanmak yoluyla veya gözdağı vererek ya da herhangi hukuka aykırı bir davranışla (şiddet yoluyla, şantaj yoluyla vs.) bu hükmü ihlal etmek suçun oluşmasına sebebiyet verebilecektir.
  ‘…kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren..’
1.      Fıkra açısından suçun işlenebilmesinin yolu kara ulaşım aracı olmaktan geçmek zorundadır.  Harekete geçmeye hazır bir kara ulaşım aracını ya da hareket halindeyken durduran veya rotasını değiştiren kimse bu suçun tatbik edilmesine sebebiyet verebilecektir.
2.      Fıkra açısından, deniz veya demiryolu ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, hareket halindeyken durduran, rotasını değiştiren, cebir veya tehdit yoluyla ya da herhangi bir hukuka aykırı fiille bu suçun işleyen kimse
TCK 223/2’yi ihlal etmiş olacaktır.
3.      Fıkra açısından ‘hava yolu ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi..’ hava ulaşım aracı ibaresinden; Taşıma kapasitesine sahip her nevi insanlı ya da insansız uçan araç. uçak, helikopter, insansız hava aracı, Balon, zeplin, planör ve yelken kanat gibi çok geniş bir yelpazedeki tüm uçabilen araçlar hava aracı sayılırlar[5].
4.      Suçun kanuni tanımında belirtilen unsurların hürriyetinden yoksun bırakma alıkoyma, rehin alma şeklinde gerçekleşmesi halinde ayrıca cezaya hükmolunacağı belirtilmiş olmakla birlikte 1. Veya 2. Ya da 3. Fıkradaki suç tanımlarından herhangi birinin hürriyeti tahdit biçiminde işlenmesi halinde (özel içtima) bahse konu olan 4. Fıkra uygulama alanı bulabilecektir.

5.      Fıkrada ve madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Fakat altı çizilmelidir ki, kasten yaralama suçunun basit (temel) haliyle gerçekleşmesi halinde, sadece bir, iki veya üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmesi gerekmektedir.

Suç kasten işlenebilir bir suç niteliğindedir.
Suça iştirak icra hareketlerinin bölünebilirliği mümkünse iştirake konu olabilir.
Suça teşebbüs mümkündür.

[1] Prof. Dr. Zeki HAFIZOĞULLARI, Arş. Gör. Ezgi AYGÜN EŞİTLİ, Ulaşım Araçlarına veya
Sabit Platformlara Karşı Suçlar, 2011 / 1 Ankara Barosu Dergisi
(Son erişim tarihi: 08.07.2020- 14.28)
[3] İnternet kaynağı- https://sozluk.gov.tr/ (Son erişim tarihi: 09.07.2020 – 15.55)
[4] İnternet kaynağı- https://sozluk.gov.tr/ (Son erişim tarihi: 09.07.2020 – 15.57)



(yazarların sitemize göndermiş olduğu yazıların içeriğinden yazarlar sorumludur.)