15 Kasım 2023 Çarşamba

İNSAN VE HAYAT


Uzun bir zamandır yazmak isteyip yazamadığım bir süreç oldu. Hayatın akışı içerisinde bazen yapmak istediklerimizi erteledikçe çoğunlukla gerçekleştirmek istediğimiz ne varsa sanki daha da uzaklaşıyor bizden. Birazda bu düşüncenin etkisiyle tam bugün artık yazmaya başlamalıyım dedim kendi kendime.

İnsan ve hayat konusunu - çokça geniş bir konu olsa da- ele alarak biraz da karşılıklı sohbet edasıyla değerli okuyucularımla bu yazıda buluşmayı istedim.

Evrende bir çok değişken dinamik mevcut. Gördüğümüz her şey hızla değişip, gelişiyor. Bizlerde bu değişime uyum sağlamaya gayret ediyoruz. Zamanın hızına uyum sağlamaya çalıştıkça bocaladığımızda oluyor elbette. Neticede insan denen varlık kusursuz değil.

İnsanlar, gündeme dair bir olumsuz haberi henüz sindirememişken hemen akabinde başka bir gündeme dair sorunla karşı karşıya kalıyor. Bahsi geçen bu durum artık o kadar çokça oluyor ki, bu sayede insanlar olaylar karşısında hissizleşmeye başlıyor. Üzerine düşünüldüğünde aslında oldukça üzücü bir durum.

Hatırlayın, bir dönem kadına karşı şiddet olayları her gün haberlere konu oluyordu. İçimizi parçalayan, yüreklerimizi burkan bu haberler paylaşıldıkça tüm bu şiddet olaylarını kınayıp, lanetledik. Suçluların en ağır cezalarla cezalandırılmasını istedik. Ancak ne ölçüde tüm bu yaşananlar caydırıcılık noktasında etken olabildi? 

Bununla birlikte adeta bir şiddet haberi, bir diğer şiddet haberi ile yarışıyor gibi toplumun kanayan yarası olan kadın cinayetleri dur durak bilmedi.

Özetle, olayların biri bitmeden bir diğeri başlıyor. 

İnsanlar hangi acıya ne kadar üzüleceğini neye yas tutacağını neye sevineceğini bilemez hale geldi. Adeta robotlaştık, hissizleştik. Bunun sonucu olarak tepkisizleştik.

Günlük yaşamda, etrafımıza bakındığımızda suratlar asık, moraller bozuk, endişe ve kaygı çok fazla... Çoğu insanın bir şeyler yapma konusunda motivasyonu kalmadı. Hatta bazı yükümlülüklerini zorla yerine getiren insan topluluğu haline geldik. 

Zihinler çok yorgun ve artık insanlarda kitlesel duyguları taşıyacak yer kalmadı... 

Toplumsal olarak savaşları, ekonomik krizleri, küresel salgınları, yangınları, depremleri, şiddet ve istismar olaylarını peş peşe yaşadık.

Bir diğerinin ağırlığı altından çıkamadan bir başka olay çıktı karşımıza. Tüm bu olaylar karşısında elbette herkes nasibini öyle ya da böyle aldı. Artan kira ve daire fiyatları, yüksek enflasyon, TL 'nin değer kaybı, gelecek kaygısı, belirsizlik ve insan ilişkilerindeki değişim herkesin dilinde olan ortak konular...

Bir yandan her yer, herkes, her şey gürültülü... Her yerden bir ses çıkıyor, herkes bir şeyler söylüyor. Ortalık bilgi, endişe, kaygı, üzüntü, öfke sesleriyle dolu... 

Hepimiz bu tür duyguların yorgunuyuz. Biraz dingin ve sakin kalmayı başarmak lazım. 

Yaşam denilen bu yolculukta bıkmadan, usanmadan kendi yolunda ilerleyip gelişen herkese buradan selam olsun. Sevgi, merhamet ve vicdan en büyük kılavuzunuz olsun. 

Sevgiler...

SİNEM SAÇKAN