Soğuk bir Cumartesi günü… Saat
11.30… Deniz durgun… Ağaçların yaprakları oradan oraya savrulup gidiyordu… Havanın
soğukluğuna rağmen etraf oldukça kalabalıktı… Kimisi bisiklet sürüyor, kimisi
yürüyüş yapıyor, kimisi de oltayla balık avlıyordu…
Sahil kenarında kayalıkların
bulunduğu alanda, ufak radyosu ile biri duruyordu. Uzaklara dalmış, sanki orada
bir film izliyor gibiydi. Oltasını denize atmış, umarsızca bekliyordu… Oltası
hareketlenmeye başlayınca az önce izler gibi olduğu filmi adeta yarıda
bırakarak denizden çıkan balığı özenle yarı su dolu olan kovasına usulca
bıraktı. Balık kovanın içinde tekrar hayat bulmuştu. Suda çırpınıyordu…
Planladığım yürüyüşün epey
ötesine geçmiştim. Yorulmuş ve gücüm kalmamıştı. Banklarda oturup dinlenmekten
başka çarem yoktu o an… İyi de gelmişti… Karşımda çarşaf gibi deniz, gerisinde
büyük ada tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu… Bir taraftan da martılar uçuşuyordu
göğe doğru… Başucunda gölgesinde oturduğum, yaşlı bir ağacın dallarından
dökülen yapraklar bu seremoniye eşlik ediyordu. Hiçbir şeyi izlemekten bu kadar
keyif almamıştım…
Derinlerden bir ses
geliyordu… Çok net olmasa da cızırtılı ama bir o kadar da neşe saçan, öğüt
veren ve hatta terapi gibi gelen… Çalan şarkı İlhan İrem’im 70’li yıllarda bestelemiş
olduğu “boş ver arkadaş” isimli
şarkısıydı. Dinlemeye başladım…
Hep bir ümit uğruna yaşıyoruz
hepimiz
Mutluluğun ardından
koşuyoruz hepimiz
Kimi pulda para da aşkı arar
kimimiz
Düşünür kara kara ağlar çaresiz
Ağlama arkadaş ağlama aşk
için
Bu kısacık hayatta bu yaşlar
niçin
Bugünler geri gelmez gider
gençliğin
Boşver boşver arkadaş başka
bulursun
Bütün kalbin sevinçle
neşeyle dolsun
En
kötü günlerimiz hep böyle olsun
Mutluluklar
bizimle elem yok olsun
Boşver
boşver arkadaş başka bulursun
Bütün kalbin sevinçle
neşeyle dolsun
En kötü günlerimiz hep böyle olsun
Mutluluklar bizimle elem yok
olsun
Kapılma hayallere bir gün
dönecek diye
Haydi sil gözlerini bakma
maziye
Sakın kanma bir daha kanma
tatlı sözlere
Bu ders olsun sizlere yaşlı
gözlere
Ağlama arkadaş ağlama aşk
için
Bu kısacık hayatta bu yaşlar
niçin?
Bugünler geri gelmez gider
gençliğin
Boşver boşver arkadaş başka
bulursun
Bütün kalbin sevinçle
neşeyle dolsun
En kötü günlerimiz hep böyle
olsun
Mutluluklar bizimle elem yok
olsun…
Kayalıkların tepesinde
oturan adam oltasını tekrar denize savurmuştu… Ufak radyosundan gelen sesler
ona bir neşe katmış gibiydi. Denizden çıkan balığı kovasına koyduğu gibi oltasını
toplayıp çantasına yerleştirmişti. Ayağa kalktı. İlhan İrem’in şarkısı bitince
ağzına kadar balıklarla dolu olan kovasını alıp, bir çırpıda denize boşalttı…
O an anladım ki, adamın
amacı balık tutmak filan değildi… Denizle iç içe olmak, oltasını atıp balık
avlamak kendisine meditasyon gibi geliyordu… Kolay şeyler yaşamamıştı belli ki…
Herkesin yaşantısında olduğu gibi onun da hayatında karşılaşmış olduğu zorluklar
olabilirdi…
Her ne zorluk yaşamış olursa
olsun bir şekilde hayata tutunuyor gibiydi… İlhan İrem’in radyoda çalan şarkısı
sanki ona sesleniyordu ve her ne yaşamış olursa olsun ona “ boş ver arkadaş!”
diyordu…
YAZAN:
SİNEM SAÇKAN