resmi gazete etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
resmi gazete etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Nisan 2015 Cumartesi

HAYDARPAŞA KAMPÜSÜ TSBÜ'YE DEVREDİLDİ

MARMARA Üniversitesi’nin tarihi Haydarpaşa Kampusu ile ilgili bir yıldan beri süren tartışmaya son nokta konuldu. Kampus, yeni kurulan Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne (TSBÜ) tahsis edildi.

TSBÜ’nün kuruluşunu da içeren Torba Yasa önceki gün Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararla birlikte, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin kullandığı Haydarpaşa Kampüsü de yeniden tartışma konusu oldu. Yasaya göre, TSBÜ’nün bulunacağı yer, temeli 1894 yılında 2’nci Abdülhamit tarafından atılan ve uzun süre Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne olarak hizmet veren yerleşke olacak. Karara karşı ilk tepki ise Haydarpaşa Kampüsü’nde okuyan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunlarından geldi.

ARAZİ TAHSİS ETMEMEK DÜŞÜNDÜRÜCÜ:


Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunları Derneği (MÜHDER) Başkanı avukat İhsan Baran, “TSBÜ için İstanbul’un başka bir yerinde arazi tahsis edilmemesi düşündürücü” dedi. Avukat Baran’ın tepkisi şöyle: “Yerleşke 1980’lerde Marmara Üniversitesi’ne bağlı fakültelere tahsis ediliyor. Hukuk, Eczacılık, Hemşirelik Yüksek Okulu, Radyo-Sinema-TV Bölümü ve Adalet Yüksek Okulu hali hazırda bu yerleşkede. Burası sadece bir arazi, bir bina değil. Burada kültürel bir değer var. 4 bine mezun hukukçunun üyesi olduğu MÜHDER olarak alınan karardan derin bir üzüntü duyuyoruz. Yasal süreci ve gelişmeleri takip edeceğiz. İptal için AYM’ye başvuru yapılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tüm hukukçulardan, akademisyenlerden ve  özellikle öğrencilerimizden ve de duyarlı olan vicdan sahibi bütün yurttaşlardan destek bekliyoruz.”

RESMİ GAZETE’DE BÖYLE YER ALDI:

Yasaya göre, TSBÜ’nün Mütevelli Heyeti;  Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Sağlık Bakanı’nın seçeceği iki üye ile Yüksek Öğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üye olmak üzere, toplam beş üyeden oluşacak.  

KAYNAK: HÜRRİYET


21 Haziran 2014 Cumartesi

TBB STAJ YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİKLERİ RESMİ GAZETEDE YAYIMLANDI


Avukatlık stajına başlanabilmesi için “Staja kabul değerlendirmesi” ,  Staj döneminde ise “Staj Yeterlilik Değerlendirmesi” koşullarını öngören TBB Avukatlık Staj Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 17.06.2014 gün ve 29033 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.
Bilindiği üzere TBB tarafından kabul olunan yönetmelik değişikliği Resmi Gazete'de yayımlanmamış, bunun üzerine TBB tarafından bu işlemin iptali için Başbakanlık aleyhine açılan davada Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 2014/452 esas sayılı dosyasında yürütmenin durdurulmasına karar verilmişti.
Geçiş hükmüne göre “Staja kabul değerlendirmesi” ve  “Staj Yeterlilik Değerlendirmesi”, yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 17.06.2014 tarihinden itibaren 6 ay içinde (altıncı ayın son günü dahil) staja başvuranlar ile staj yapmakta olanlar hakkında uygulanmayacaktır.

İlgili yönetmelik için tıklayınız: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/06/20140617-11.htm

KAYNAK:http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=9413&des=STAJA-KABUL-VE-STAJ-YETERLILIK-DEGERLENDIRMELERINI-ICERIR-TBB-STAJ-YONETMELIGI-DEGISIKLIKLERI-RESMI-GAZETEDE-YAYIMLANDI

19 Nisan 2014 Cumartesi

AYM'den kadınların alkışlayacağı karar

Ocak ayında Anayasa Mahkemesi, alkışlanacak bir karar verdi ve evlenen kadınların kocasının soyadını alması zorunluluğunu ortadan kaldırdı.



Ocak ayında Avukat Sevim Akat Ekşi yaşadığı bir takım sorunlar yüzünden kendi soyadını kullanmak için yerel mahkemeye başvurdu. Ancak yerel mahkeme, Türk Medeni Kanunu hükümlerini gerekçe gösterip, evlilik öncesi soyadının tek başına kullanılamayacağına hükmetti ve başvuruyu reddetti. Ekşi, bu kez AYM’ye gitti.

Dilekçesinde, Türk Medeni Kanunu’nun 187. Maddesi’ni uygulayan mahkeme kararı nedeniyle cinsel ayrımcılığa maruz tutulduğunu, özel hayatıyla aile hayatına saygı gösterilmeyerek anayasal haklarının ihlal edildiğini savundu. AYM, başvuruyu oybirliğiyle kabul edilebilir buldu ve kadınların soyadı özgürlüğüne tam destek verdi. Karar Resmî Gazete’de yayımlandı.

Biz de Avukat Saliha Ersöz Baştaş'tan kadınların özgürlüğünü niteleyen bu konunun detaylarını aldık. 

"Şahsın kimliğinin tespitinde en önemli unsur olan soyadı, vazgeçilemez, devredilemez ve feragat edilemez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkıdır." diyen Baştaş şöyle devam etti: "Soyadı, herkese karşı ileri sürülebilen ve yasayla özel olarak korunan bir haktır. Ancak, medeni kanunumuzun düzenlemesindeki şekli ile soyadının bütün bu özellikleri 'kadınlar' açısından geçerli değildir. Medeni halindeki her değişiklik de yasa gereği kadının soyadının değişikliğini zorunlu tutmaktadır."


4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu kadının evlenmekle beraber soyadı kullanma hususunu düzenlerken kadının soyadı  kenar başlıklı  187. maddesi aynen şöyle demektedir, "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu  haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir." Yani; evlilik öncesi soyadını kullanmak isteyen kadın,  kocasının soyadı ile birlikte kullanabilmektedir. Anayasa Mahkemesinin bu husustaki bireysel başvuruya ilişkin kararına kadar  kadının evlilik öncesi soyadını tek başına kullanma hakkı bulunmamakta idi…

Anayasa mahkemesi kararı
Evlenmeden önceki soyadını kullanmak isteyen İstanbul Barosuna bağlı avukatın talebinin Yerel Mahkeme ve Yüksek mahkeme  tarafından kabul görmemesi sonucu; Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusu neticesinde, evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanılmasına dair başvurusu Anayasa Mahkemesi kararından gerekçesi metinlerinde açıklandığı üzere kabul görmüştür.

Anayasa Mahkemesi kararında, TMK 187’nin eşitlik ilkesine ve uluslararası sözleşmelere aykırılığı aynen şu şekilde ifade edilmiştir. “Uluslararası sözleşmelerin, evli erkek ve kadının evlilik sonrasında soyadları bakımından eşit haklara sahip olmasını öngören hükümleri ile evli kadının kocasının soyadını kullanması zorunluluğunu öngören iç hukuk düzenlemelerinin aynı konu hakkında farklı hükümler içermesi nedeniyle, ilgili sözleşmenin hükümlerinin somut uyuşmazlık açısından esas alınması gereken hukuk kuralı olduğu sonucuna varılmakla, başvurucunun manevi varlığı kapsamında güvence altına alınan isim hakkına yönelik müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı anlaşılmaktadır.”

Medeni Kanunumuzun 187. Maddesi halen yürürlüktedir. Fakat açıklanan Anayasa Mahkemesi kararı, evlenmeden önceki soyadının tek başına kullanılabilirliğine olanak sağlamaktadır. Evlenmeden önceki soyadının, eşinin soyadı bulunmadan tek başına kullanılması için talebinizi içeren dava dilekçesi ile  Aile Mahkemesine başvuru gerekmektedir.




KAYNAK: Cumhuriyet

4 Kasım 2013 Pazartesi

İSTANBUL BAROSU ‘ANDIMIZ’I KALDIRAN YÖNETMELİK MADDESİNİN İPTALİ İÇİN DANIŞTAYA DAVA AÇTI


İstanbul Barosu Başkanlığı, 08.10.2013 gün ve 28789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen 27.08.2003 gün ve 25212 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12. maddesinin iptali ile yürütmesinin durdurulması istemi ile Danıştay’a dava açtı.

Daha önce Danıştay 8. Dairesince ‘Andımız’ın kaldırılmasına ilişkin Yönetmeliğin aynı maddesinin iptalinin reddedildiğine ilişkin gelişmelerin anlatıldığı, istemin hukuki sebep ve delillerinin sıralandığı dava dilekçesinde “Açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle;08.10.2013 gün ve 28789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen 27.08.2003 gün ve 25212 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12. maddesinin iptali ile yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz” denildi.

30 Ocak 2013 Çarşamba

ADLİ TATİL TARİH OLUYOR

METİN ÇOLAK İSTANBUL 

Türkiye’deki tüm adliyelerde aynı anda uygulanan ‘adli yargı yılı tatili’ tarihe karışıyor. Yargı birimlerinde yıllık ara verme uygulaması Anayasa Mahkemesi’nin 2012/108 sayılı kararıyla iptal edildi.
 
Geçtiğimiz yıl 18 Temmuz’da verilen karar, 1 Ocak 2013’te Resmi Gazete’de yayımlandı. İptal kararları Anayasa’ya göre Resmi Gazete’de yayımlandıktan 6 ay sonra yürürlüğe giriyor. Dolayısıyla 1 Temmuz 2013 tarihine kadar adli yargı tatilini düzenleyen yeni bir kanun çıkarılmazsa her yıl 21 Temmuz ile 31 Ağustos arasında yapılan uygulama 2013’ten itibaren olmayacak.

Bakanlar Kurulu’nca 2011’de Adalet Ba-kanlığı’nın teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmıştı. Danıştay, Sayıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemeleri, cumhuriyet savcıları ve ceza işlerini gören personelin 21 Temmuz ile 31 Ağustos arasında adli yargı yılı tatili yapması düzenlenmişti. Söz konusu kanun hükmünde kararnameyi inceleyen Anayasa Mahkemesi 18 Temmuz 2012 günü yapılan değişiklikleri iptal etti. İptal öncesinde adli yargı yılı tatilinde çalışacak personelin seçimleri ocak ayı içinde yapılıyordu. Anayasa Mahkemesi’ndeki gelişmenin ardından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tüm cumhuriyet savcılarına, Adalet Komisyonu Başkanlıkları ve Bölge İdare Mahkemeleri’ne yazı gönderdi. 17 Ocak 2013 tarihli yazıda, adli tatilde çalışacak personelle ilgili toplantının yapılmasına gerek olmadığının altı çizildi. ‘Adli yargı yılı tatili’ uygulamasının iptaliyle, dosya birikiminin önüne geçilmesinin sağlanması bekleniyor. Ayrıca belirli bir günde tatil yapmak zorunda kalan personelin de yıl içinde istedikleri zaman zarfında tatil hakkına sahip olması imkanı doğuyor.


Kaynak: ZAMAN