7 Temmuz 2013 Pazar

TAKSİM MEYDANI, DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ VE GAZETECİLİĞİMİZ

Haziran ayında yaşanan Taksim gezi parkı olayları, taşların artık yerinden kımıldadığını/oynadığını göstermiştir. Vuku bulan gelişmeler basının içler acısı durumunu gözler önüne sermiş o kadar ki, "penguenler" bile artık direnişin simgesi haline gelmiştir. Taksim gezi parkında yaşananları medya canlı olarak göstermek yerine         ( haber alma özgürlüğü çerçevesinde olması gereken zaten budur. ) bazı haber kanalları penguen belgeseli, Türk filmleri ve banttan maç gösterimi vermeyi tercih etmişlerdir. Durum böyle olunca halkın gerçekleri öğrenmesinin önü kesilmiştir. Sınırlı sayıda  bazı haber kanalları canlı yayın yaparak halkın haber alma özgürlüğünü bir nebze olsun yerine getirmişlerdir.


Güncel hukuk dergisinin Temmuz sayısının 18.sayfasında yer alan  okumuş olduğum bir yazı beni çok etkiledi. Dr. Recep Yaşar'ın bu başlık adı altında yazdığı yazının bir kısmını sizlerle paylaşmak isterim:

" Düşünün bir gazeteci soru sorulduğu için kahraman oldu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fas'a giderken düzenlediği basın toplantısında kendisine soru soran İngiliz Haber Ajansı Reuters Muhabiri Birsen Altaylı'ya cevap vermek yerine onunla polemiğe girdi ve 'sen kim oluyorsun da bana böyle soru soruyorsun' dercesine azarlamaya kalktı. Soru sorabilme cesaretini gösteren meslektaşımız kahraman ilan edildi. Twitter'daki izleyicisi daha basın toplantısı bitmeden 100 kat arttı.Haber siteleri "Başbakan'a soru soran gazeteci" diye özel haber yaptılar.Oysa Birsen Altaylı sadece işini yapmıştı. Başbakan'a soru sorma cesareti, bir gazeteciyi kahraman yapıyorsa, bu ülkemizde gazeteciliğin bittiğinin resmidir.Bundan başta gazeteciler olmak üzere, gazetecilik mesleğini yok eden herkes utanç duymalıdır.Bunun en büyük vebali de Türk medyasında soru soracak muhabir bırakmayan, haber merkezlerini yok eden, haberciliği ajanslara bağımlı hale getiren, gazetecileri işten atarak karlılık hesapları yapan medya patronları ile onların temsilcisi gibi davranan genel yayın yönetmenlerindedir..." ( yazının devamını merak edenler dergiyi temin ederek metnin tamamını okuyabilirler.)

Mevcut durum bu kadar güzel özetlenemezdi...



Sinem Saçkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder