19 Ağustos 2016 Cuma

AKAN GÖZYAŞI VE YİTİRİLEN İNSANLIK…


Av. Sinem SAÇKAN


Bu satırları yazarken insanlığımdan büyük utanç duyarak yazıyorum. Vakit ayırıp okuyacağınız bu yazı akademik bir yazı değil bu tür beklentisi olanlar şimdiden okumayı bırakabilirler. İnsanlığın nerden nereye doğru gittiği/yol aldığı noktasında bir takım yaşanılan somut olgulara vurgu yaparak içimi dökme niyetindeyim sadece.

Son zamanlarda adeta dünyayı yaşanamaz hale getirebilmek için elimizden geleni fazlasıyla yapıyoruz. Bir takım ideolojiler uğruna, gözü dönmüş, hırsı vicdanını köreltmiş, yaptığı eylemin sahte yüceliğine kendini inandırmış insanların (!) üzerimizde bırakmış olduğu yük çok ağır…

Bir canlının en temel hakkı yaşama hakkıdır. Bu hakkın üstünde olan başkaca bir hak yoktur. En temel hak dediğimiz yaşama hakkı ulusal ve uluslararası yasalarla güvence altına alınmıştır. O zaman aslolan bireyin can güvenliğini maksimize etmektir. Bu yasaları elbette bizler kendimiz koyuyoruz ve yasalaştırıyoruz. Buraya kadar sorun yok. Ancak kendi koyduğumuz kuralları kendimiz ihlal etmiyor muyuz? Göz göre göre yaşanılan insanlık suçlarına tüm dünya sessiz kalmıyor mu? Haber ajanslarında gözü yaşlı yüzü gözü kan içinde olup kahreden bakışlarıyla akan kanını masumca silmeye çalışan çocuğun görüntüsüyle üzülüp ağlamıyor muyuz? Çok çok acı… Yazarken kelimelerin yetersiz kaldığını düşünsem de tüm samimiyetimle yazıyorum: İnsan olarak çok utandım… Belki de o görüntüleri izleyip elimden bir şey gelmediği için… Defalarca kez izledim o küçük kızın yürek yakan görüntülerini. O görüntüler inanın sadece gördüklerimizden ibaret değildi. İzlediğimiz o görüntüler soykırımın ne kadar acımasız olduğunu da gözler önüne seriyordu.

En zor olanı da yaşanılan bu acı gerçekleri görüp sessiz kalmak ve bir şey yapamamak… Siz, hayat her şeye rağmen güzel ve yaşanmaya değer diye bombalı saldırıya maruz kalan çocuğa bunu anlatsanız ne faydası olur? Ufak yaşta savaşın kanlı yüzüyle tanışmış, psikoljisi yerle yeksan olmuş bu çocuğa dünyaları verseniz karşılık alamazsınız. Fotoğraftaki bakışlar bu tezi ne yazık ki doğrulamaktadır.

Aradan az bir zaman geçer belki her şey unutulur, hafızalardan silinir bu görüntüler. Ama o çocuk yaşanılan bu tramvayı asla unutamaz. Evet, onun için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır ve insanlık içinde…

Bu ayıp, bu utanç hepimizin…

Bizler kendimizi sorgulayıp özeleştirimizi yapmadığımız ve düzelmediğimiz takdirde nice masum küçük çocuklar katledilecek ve bizler yine yaşanılan bu tür acıları izlemekle yetineceğiz.

Tüm bu yaşanılanlardan habersiz olarak şaşkın ve mağrur bakışlarıyla dünyaya küsmüş olan Ümran Dakneş’e tüm insanlık adına özür diliyorum…

Henüz 5 yaşındayken bu utancı ona yaşattığımız için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder